Küresel büyüme” hakkında konuşan analistlerin dünyadaki herkesin bundan eşit şekilde etkilendiğini ileri sürdükleri sıkça duyulur. Kuşkusuz bunun ne ulusal ekonomiler arasında ne de içerisinde doğru olmadığı iyi bilinir. Hızlı küresel büyümeden fayda sağlama yahut büyümenin yavaşlaması veya düşüşüyle ilişkili zararlardan kaçınma becerileri açısından ülkeler büyük farklılıklar gösterir. Ve çoğu ülkede büyüyen eşitsizlik, zenginlerin her yerde ekonomik büyüme dönemlerinden orantısız bir şekilde faydalandıkları ve düşüş maliyetlerinden kaçındıkları anlamına geliyor.
Bununla birlikte, ülkeler arasındaki ekonomik faaliyetin benzer hareketlerden oluştuğu algısı sürmekte ve bu, küresel büyüklükler üzerinde düşünme yaklaşımını yönlendirmektedir. Şekil 1’in belirttiği üzere, yüzyılın başından bu yana kalkınma düzeylerine dayalı geniş ülke kategorileri arasında iş döngülerinin dikkate değer ölçüde korelasyon sergilemekte olduğu su götürmez bir gerçektir.
(Tüm Şekiller için kaynak: IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Ekim 2024 veritabanı)
Toplam küresel ekonomik faaliyetle ilgili tüm tartışmalarda, özel olarak ilgilenilen iki ekonomi, sadece mevcut hâkim konumlarından ötürü değil, aynı zamanda giderek artan rekabetleri nedeniyle de Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’dir. Çin'in kırk yıllık olağanüstü ekonomik büyümesi ülkeyi yüzyılın başında dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline getirmiştir. Geçtiğimiz çeyrek yüzyılda Çin'in ekonomik büyümesi ABD’yi geride bıraksa da son dönemde aradaki fark küçülmekte ve önceki yirmi yılın aksine 2019'dan bu yana iki ülkenin eşzamanlı ekonomik dönemler yaşaması dikkat çekmektedir. Bu durum, Çin'deki son büyüme yavaşlamasının yanı sıra, 2020 pandemi yılının ardından ABD’deki keskin toparlanmayı da yansıtmaktadır.
Başta Çin ve daha az oranda Hindistan gibi kalabalık ülkeler olmak üzere, bazı orta ve düşük gelirli ülkelerdeki daha hızlı büyüme oranları, küresel yakınsamadan söz edilmesine yol açar. Ancak bunun büyük bir kısmı istatistiksel bir dalaverenin sonucudur. Bu da GSYH'yi ölçmek ve ülkeler arasında karşılaştırmak için Satın Alma Gücü Paritesi döviz kurlarının kullanılmasıdır. Giderek yaygınlaşan Satın Alma Gücü Paritesi döviz kurlarının kullanımı ile ilgili birçok ampirik ve kavramsal endişe mevcuttur. İlgili en önemli endişelerden biri, Satın Alma Gücü Paritesi döviz kurlarının düşük gelirli ülkelerin GSYH'sini olduğundan fazla gösterme eğiliminde olmasıdır. Ne olursa olsun, ülkelerin küresel ekonomideki göreli ekonomik önemine veya toplam büyümeye katkılarına bakarken, ekonomilerin karşılaştığı ve tüm uluslararası işlemlerin gerçekleştiği gerçek döviz kurları yerine yapay bir yapı kullanmak pek mantıklı değildir. Bu nedenle, burada kullanılan şekiller Satın Alma Gücü Paritesine dayalı verileri değil, gerçek veya piyasa döviz kurlarına dayalı verileri kullanır.
Söz konusu durum son çeyrek yüzyıldaki ekonomik değişimin oldukça farklı bir tablosunu gözler önüne sermektedir. Şekil 3’ün gösterdiği üzere, başlıca ülke gruplarının piyasa döviz kurları türünden kişi başına düşen gelirlerindeki yakınsama hem yavaş hem de çok azdır. Yüzyılın başında, gelişmiş ekonomilerde kişi başına düşen ortalama gelir küresel ortalamanın yaklaşık 5 katıydı ve bu oran son dönemde düşüşle yaklaşık 4,25 kata gerilemiştir. Buna karşılık, küresel ortalamanın dörtte birinde başlayarak -Çin dahil- tüm gelişmekte olan ülkelerin kişi başına ortalama gelirleri, hala küresel ortalamanın yarısına bile ulaşamamıştır.
Farklı bölgeleri tanımlayan Tablo 1, coğrafyalar arasındaki farklılıkların daha da büyük olduğunu göstermektedir. Gerçekten Afrika bölgeleri kişi başına düşen gelir açısından hiçbir “yakınsama” sergilemez. Genelde hızlı büyüme yaşayan bir ülke olarak görülen Hindistan'ı da içeren Güney Asya, küresel ortalamanın beşte birinden ve Kuzey Amerika ortalamasının yüzde 4'ünden daha az kişi başına gelir seviyelerinde kalmaktadır.
Çoğu araştırmacıya göre tüm bunlar, bazı bölgelerde yoğun olduğu bilinen ve mevcut toplam küresel gelir eşitsizliğinin yarısından fazlasını oluşturan iç eşitsizlikleri dışarıda bırakmaktadır.
Piyasa döviz kurları merceğinden bakmak, farklı bölgelerin küresel büyümeye katkıları hakkında da yeni kavrayışlar sağlar. Şekil 4, 2000 yılından 2020 yılına kadar olan ilk yirmi yıla ve ardından Covid-19 pandemisinden bu yana geçen dört yıla ait verileri sunmaktadır. (Şekil 1’de de belirtildiği gibi) pandemi yılının, önceki dönemde küresel GSYH’deki büyümenin yaklaşık üçte birlik kısmını gerçekleştiren Doğu Asya’yı yerinden ederek küresel büyümenin yakın dönemdeki asli öncüleri olarak ABD ve AB’yi öne çıkaracak düzeyde büyüme modellerinde bir değişimi imlediği açıktır. 2020-24 yılları döneminde Kuzey Amerika ve Batı Avrupa birlikte toplam küresel büyümenin yarısından fazlasını (yüzde 55) oluşturarak önceki on yıllardaki düşüş eğilimini tersine çevirmiştir. Bu durum, büyük ölçüde, kendi ülkelerinde daha hızlı ve büyük iktisadi toparlanma yönünde çifte etkisini gösterirken düşük ve orta gelirli ülkelerde sermaye kaçışı, devalüasyon ve borç gerilimine sebep olan çok büyük (hem mali hem de parasal) konjonktür karşıtı makroekonomik siyasalardan kaynaklanmıştır. Bu arada, Doğu ve Güneydoğu Asya birlikte küresel büyümenin yüzde 15'inden daha azını oluştururken, bu oran önceki yirmi yılda yüzde 35'e yaklaşmıştı.
Kuzey Amerika ve Batı Avrupa bölgelerinin hakimiyetlerini yeniden tesis etmeleri, onların içsel iktisadi güçleri veya potansiyellerinin bir yansıması olmak şöyle dursun geçtiğimiz 75 yılda kurulmuş bulunan kurum ve hukuki/düzenleyici süreçler aracılığıyla uluslararası iktisadi yapının üzerinde kontrol kurabilme kapasitelerini yansıtan küresel döviz hiyerarşisinin önemini yansıtmaktadır. Covid-19 pandemisi sırasında önemli ölçüde büyük mali müdahalelerde bulunmalarını sağlayan da budur ve ayrıca gelecekteki şoklarla karşılaştıklarında onlara daha fazla koruma sağlayacaktır. Gel gör ki, hiçbir şey sonsuza kadar sürmez.
----------------------------------------------------------------------------------------------
*Yazının orijinaline https://www.networkideas.org/featured-articles/2024/12/what-does-global-growth-actually-mean/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Comentários